Teknoloji, günümüzde çocukların yaşamının doğal bir parçası hâline geldi. Eğitimden sosyalleşmeye, eğlenceden iletişime kadar pek çok alan artık dijital araçlar üzerinden yürütülüyor. Ancak bu süreçte gözden kaçan önemli bir nokta var: çocukların teknolojiyle ilişkisi, büyük ölçüde ebeveynlerin teknoloji kullanım davranışlarıyla şekilleniyor.
Bir çocuk için tablet ya da telefon, sadece bir “ekran” değildir; aynı zamanda ebeveyninin nasıl kullandığını gözlemlediği, model aldığı bir davranış kaynağıdır. Bu nedenle yetişkinlerin dijital alışkanlıkları, çocukların gelecekteki teknoloji yaklaşımının temelini oluşturur.

Çocuklar çevrelerindeki yetişkinleri taklit ederek öğrenir. Bu nedenle ebeveynin teknolojiyle kurduğu ilişki, doğrudan çocuğun dijital davranışlarına yansır. Örneğin:Evde sık sık telefona yönelen bir ebeveyn, çocuğa ekranın her an erişilmesi gereken bir araç olduğu mesajını verir.Sosyal medyada uzun süre vakit geçiren ebeveyn, çocuğun da benzer platformlara ilgi duymasına neden olur.Teknolojiyi iş stresini azaltmak için bir kaçış yolu olarak kullanan ebeveyn, çocuğa farkında olmadan teknolojiyi duygusal bir düzenleme aracı gibi gösterir.Haber, video ve içerikleri hızlı hızlı tüketme alışkanlığı, çocuğun dikkat süresini kısaltabilir.
Bu örnekler gösteriyor ki, ebeveynlerin teknoloji kullanımı sadece kendilerini ilgilendiren bireysel bir tercih değil; çocukların dijital kimliğini ve alışkanlıklarını doğrudan şekillendiren bir unsurdur.
Ebeveynlerin görevi çocukları teknolojiden tamamen uzak tutmak değildir. Aksine, hedef çocukların dijital dünyayla sağlıklı, bilinçli ve kontrollü bir ilişki kurmasını sağlamaktır. Bu da ancak ebeveynin sergilediği örnek davranışlarla mümkün olur.
Dijital rol model olmak şu unsurları içerir:
Ebeveynin ekranla ilişkisi ne kadar kontrollüyse, çocuk da bu kontrolü zamanla içselleştirir.
Bunun içinde ekran sürelerine dikkat etmek, belirli zamanlarda cihazları bir kenara bırakabilmek ve teknolojiyi yaşamın merkezine koymamak yer alır.
Sürekli tüketen bir kullanıcı modeli yerine, araştıran, öğrenen, içerik üreten bir ebeveyn modeli çocuk için güçlü bir örnektir.
Çocuk bu sayede teknolojinin sadece “zaman geçirme aracı” değil, aynı zamanda bilgiye erişim ve yaratıcılık alanı olduğunu öğrenir.
Bazı ebeveynler stresli olduklarında telefona yönelir, sosyal medyada gezinir veya video izleyerek rahatlamaya çalışır.
Bu davranış, çocuk için “kötü hissettiğimde ekrana giderim” algısını oluşturur.
Rol model olmak, duyguları yönetirken teknolojiyi değil, daha sağlıklı yöntemleri tercih etmeyi göstermekle başlar.
Ebeveynin paylaşım sıklığı, içerik tipi ve sosyal medyaya ayırdığı zaman, çocuğun bu platformlara bakışını doğrudan etkiler.
Kontrollü ve bilinçli sosyal medya kullanımı, çocuk için güvenli dijital alışkanlıkların temelini oluşturur.

Teknoloji artık yaşamın her alanında ve çocukların ondan tamamen uzak yaşamaları mümkün değil. Ancak önemli olan, bu yoğun dijitalleşme içinde ebeveynlerin çocuklarına hangi modeli sunduğudur.
Ebeveynlerin teknoloji kullanım alışkanlıkları; çocuğun dikkat becerisinden duygusal gelişimine, sosyal ilişkilerinden dijital güvenlik algısına kadar pek çok alanı etkiler.Bu nedenle dijital çağda sağlıklı nesiller yetiştirmek, öncelikle yetişkinlerin kendi dijital davranışlarını fark edip düzenlemesiyle başlar.
Dengeli, bilinçli ve örnek bir teknoloji kullanımı; çocukların dijital dünyada sağlam, güvenli ve sürdürülebilir bir yol izlemesine katkı sağlar.