• admin
  • 17.12.2025

Ekran Süresi ile Akademik Başarı Arasındaki Sessiz Bağlantı: Ortaokul Çağında Neleri Değiştiriyor?

Ortaokul çağındaki çocukların günlük yaşamında ekranlar artık bir seçenek değil, neredeyse bir parça hâline geldi. Evde, okulda, ders arasında ya da ödev yaparken… Ekranla geçirilen süre, fark edilenden çok daha derin bir şekilde akademik performansı şekillendiriyor. Çoğu zaman bu bağlantı yüksek sesle konuşulmasa da çocukların ders başarısını, dikkat süresini ve öğrenme alışkanlıklarını sessizce etkileyen güçlü bir etken olarak karşımıza çıkıyor.

Özellikle dikkat dağınıklığı, aşırı ekran kullanımının en belirgin sonuçlarından biri. Sürekli akan videolar, hızlı tüketilen içerikler ve birkaç saniyede bir değişen görüntüler çocukların beynini “hep daha hızlı bir uyarana” alıştırıyor. Bu da sınıfta öğretmenin anlattığı konuya odaklanmayı zorlaştırıyor. Çocuk, dersin normal hızını sıkıcı bulmaya başlıyor ve uzun süreli dikkat gerektiren etkinliklerde sabırsızlaşıyor. Bu sabırsızlık sadece derste değil, ödev yaparken de kendini gösteriyor. Basit bir matematik problemi bile, sosyal medyada kaydırılan renkli dünyanın yanında daha zahmetli hissettirme riskini taşıyor.

Ödev performansı da bu durumdan doğrudan etkileniyor çünkü ödev için ekran başına geçildiğinde bile odak çoğu zaman dağılmaya çok müsait oluyor. Bir yandan araştırma yapılırken diğer yandan bildirimlerin gelmesi, tek bir ödev için açılan sekmelerin arasında kaybolmak, çocuğun çalışma verimini fark etmeden düşürüyor. Ekran, doğru kullanıldığında harika bir öğrenme aracı olabilir ama kontrolsüz olduğunda, ödev sürecini parçalara ayırarak verimsiz hâle getiriyor. Bunun sonucunda çocuklar ödevlerini daha uzun sürede tamamlıyor, daha çabuk sıkılıyor ve bazen yanlışlıkla “ben yapamıyorum” diye düşünmeye başlıyor.

Sınav başarısı ise daha uzun süreli etkilerin görüldüğü bir alan. Aşırı ekran kullanımı, özellikle sosyal medya ve oyun yoğunluğu, çocuğun beynini hızlı ödüllere alıştırdığından, sınav gibi sabır isteyen ve duygusal dayanıklılık gerektiren süreçlerde zorlanmasına yol açıyor. Sınavlarda bir soruya uzun süre odaklanmak gerekirken, ekran dünyasında alışılan hız bu sabrı kırıyor. Ayrıca uykusuzluk da sınav performansını etkileyen büyük faktörlerden biri. Yatmadan önce geçirilen ekran süresi uzadıkça kaliteli uyku azalıyor, ertesi gün dikkat ve hafıza performansı düşüyor.

Tüm bu etkiler bir araya geldiğinde aslında ekran süresi ile akademik başarı arasındaki bağ oldukça açık hale geliyor: Çocuk ekranı ne kadar dengeli kullanırsa, derslerde o kadar rahat odaklanıyor, ödevlerini daha verimli tamamlıyor ve sınavlarda daha güçlü bir performans sergiliyor. Burada önemli olan ekranı tamamen hayatından çıkarmak değil, ona doğru bir yer açmak. Kontrollü kullanım, belli sınırlar ve ekran dışı alternatif aktiviteler, çocuğun hem dijital dünyayla sağlıklı bir ilişki kurmasını hem de akademik olarak daha güçlü bir duruş sergilemesini sağlıyor.

Ekran süresi yalnızca boş zaman alışkanlığı değil, aynı zamanda akademik başarının görünmez bir parçası. Çocukların hayatında doğru bir denge kurmak, hem öğrenme deneyimlerini zenginleştiriyor hem de onları geleceğin dijital dünyasına hazırlarken daha sağlıklı bir temel oluşturuyor.