Dijital dünya artık çocukların hayatının doğal bir parçası. Ancak ekranların yoğun kullanımı, çocukların yüz yüze iletişim kurma becerileri üzerinde fark edilmeden etkiler bırakabiliyor. SETAP – Sürdürülebilir Teknolojik Adaptasyon Projesi kapsamında yürütülen ebeveyn farkındalık seminerlerinde de sıkça vurgulandığı gibi, çocukların sosyal ve duygusal gelişiminde yüz yüze iletişimin yeri dijital araçlarla tam anlamıyla doldurulamıyor.

Günümüzde pek çok çocuk, arkadaşlarıyla konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih ediyor. Duygularını mimikler ve ses tonuyla ifade etmek yerine emojilerle anlatıyor, göz teması kurmak yerine ekrana bakarak iletişim kuruyor. Bu durum zamanla sosyal ortamlarda çekingenlik, kendini ifade etmekte zorlanma ve empati becerilerinde azalma gibi sonuçlara yol açabiliyor.
Oysa yüz yüze iletişim, çocukların sosyal ipuçlarını öğrenmesi açısından çok önemli bir alan sunuyor. Ses tonundaki değişimler, yüz ifadeleri, küçük mimikler ya da bir gülümseme; karşısındaki kişinin ne hissettiğini anlamasına yardımcı oluyor. Dijital iletişimde ise bu ipuçlarının büyük bir kısmı kayboluyor ve iletişim daha yüzeysel bir hâl alıyor.
Seminerlerde Prof. Dr. Altan Kar’ın da altını çizdiği gibi, bir çocuğun söylediği bir sözün karşısındaki kişiyi nasıl etkilediğini anlayabilmesinin en temel yolu, o kişinin yüzünü görebilmesinden geçiyor. Bu farkındalık, ancak gerçek etkileşimler içinde gelişebiliyor.
Bu nedenle aile içinde ve günlük yaşamda, ekrana alternatif yüz yüze iletişim alanları oluşturmak büyük önem taşıyor. Çocuklarla sohbet etmeye zaman ayırmak, göz teması kurarak iletişim kurmak, birlikte yapılan küçük etkinlikler ve ekran dışı rutinler oluşturmak, onların iletişim becerilerini güçlendiren etkili adımlar arasında yer alıyor.
SETAP olarak amacımız, ailelere yalnızca ekran süresini azaltmayı değil; teknolojiyle sağlıklı ve dengeli bir ilişki kurmanın yollarını göstermek. Çünkü teknolojiyle ilgili kalıcı ve sürdürülebilir bir değişim, yasaklamaktan değil, doğru dengeyi kurabilmekten geçiyor.