• admin
  • 17.12.2025

Ekransız Sabah Rutinleri: Güne Telefonsuz Başlayan Çocukların Davranışları Nasıl Değişiyor?

Ortaokul çağındaki çocuklar için sabahın ilk dakikaları, günün geri kalanını belirleyen çok önemli bir dönem aslında. Uyanır uyanmaz telefona uzanmak artık birçok çocuk için otomatik bir refleks hâline gelmiş durumda. Daha gözlerini tam açmadan sosyal medya akışına dalmak, bildirimlere bakmak ya da oyunlardan gelen hatırlatmaları kontrol etmek, güne ekransız başlayabilmeyi neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Oysa sabahı telefonla değil, kendi doğal ritmiyle karşılayan çocukların davranışlarında gözle görülür bir fark oluşuyor.

Güne ekransız başlayan çocukların zihni çok daha dingin oluyor. Henüz uykunun etkisi dağılmadan ekrana bakan çocuklarda, beynin bir anda hızlı hareket eden görüntülere maruz kalması minik bir “şok” etkisi yaratıyor. Bu durum hem stres hormonlarını artırıyor hem de sabah saatlerine gereksiz bir yoğunluk yüklüyor. Ekransız başlayan bir sabah ise çocuğa kendi hızında uyanma, nefesini düzenleme ve güne yumuşak bir giriş yapma fırsatı veriyor. Bu sakinlik, gün boyu davranışlarına da yansıyor; daha az gergin, daha sabırlı ve daha stabil bir ruh hâli ortaya çıkıyor.

Dikkat ve odaklanma açısından da büyük bir fark oluşuyor. Sabah ekranıyla güne başlayan çocuklar, derse girdiğinde zihinsel olarak hâlâ dijital dünyanın hızında oluyor. Öğretmenin konuşma temposu ya da dersin akışı onlara daha yavaş, daha sıkıcı gelebiliyor. Oysa ekranı güne dahil etmeyen çocuklar, sınıfa daha hazır hissediyorlar. Beyinleri sabahın ilk saatlerinde doğal bir toparlanma süreci yaşadığından derslere adaptasyonları daha kolay oluyor. Öğretmenlerin “bu çocuk bugün daha dikkatli” şeklinde fark ettiği küçük değişimlerin arkasında çoğu zaman ekranla başlamayan bir sabah yatıyor.

Akademik performans üzerindeki etkisi de düşündüğümüzden daha güçlü. Zihnin dağılmadığı bir sabah, gün boyunca daha kaliteli bir odaklanmayı destekliyor. Çocuk sabah telefonda bir videodan diğerine geçmediği için beynin “hızlı uyarana” alışma eğilimi oluşmuyor. Bu da ders sırasında bir konuya uzun süre odaklanmayı kolaylaştırıyor. Ödev yaparken daha az dikkat dağınıklığı yaşanıyor, sınavlarda daha az panik hissediliyor ve öğrenilen bilgiler daha iyi akılda kalıyor.

Ekransız sabahların duygusal etkisi ise çoğu zaman fark edilmeyen ama en değerli noktalardan biri. Bir çocuğun güne sakin, kendi düşünceleriyle, kendi hisleriyle başlaması özgüvenini bile etkileyebiliyor. Sosyal medyadaki bir paylaşımı görerek güne başlayan bir çocuğun ruh hâli dış dünyanın etkisiyle şekillenirken, telefonsuz başlayan çocuk kendi iç sesini daha net duyabiliyor. Aynı zamanda aile içinde sabah yapılan mini sohbetler, birlikte edilen kahvaltı, bir çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayan en güçlü rutinlerden biri hâline geliyor.

Güne telefonsuz başlamak küçük bir değişiklik gibi görünse de ortaokul çağındaki çocukların hayatında büyük dönüşümlere yol açıyor. Daha dingin, daha odaklı, daha pozitif bir günün kapısını aralıyor. Ekranları tamamen hayatlarından çıkarmak elbette mümkün değil ama sabahın o kıymetli ilk dakikalarını ekranlardan uzak tutmak, çocukların hem akademik hem duygusal gelişimi için güçlü bir başlangıç sağlıyor. Bu küçük adım, günün geri kalanını daha sağlıklı, daha dengeli ve daha verimli bir deneyime dönüştürüyor.